müzik aletleri görselleri

Teknolojik gelişmelerin ve bilginin bu kadar çabuk yayılmasının enstrüman çeşitliliğine de etkisi olduğunu söyleyebiliriz.

Enstrümanlar; telli çalgılar, vurmalı çalgılar, yaylı çalgılar gibi karakterine göre kategorilere ayrılmakta. Geriye dönüp baktığımızda 2000'li yıllara kadar olan telli enstrüman zenginliğine; bir de günümüze bakalım. Bunu metinlerde değil müziklerimizden de ayrım edebilir durumdayız diye düşünüyorum.

Karakterden bahsetmiştik: müzik aletleri Evet, her enstrümanın kendine özgün karakteri bulunmakta. Bazılarına türüne göre sıfat yakıştırıp bazılarına ise boyutlarına göre ve en önemlisi de seslerine göre kalın, ince, yumuşak bunun gibi sıfatlar ile kategorize edip ayırmayı sağlıyoruz.

İnsanların dünya üzerine yayıldıkça farklılaşmaları yalnız tenlerine, boylarına, huylarına yansımıyor. Kültürler de değişik coğrafyalar, şartlar altında başkalaşıyorlar. Yerel müzik aletlerinin farklılıkları kültürlerin farklılığına, insanların başka kültürlerin etkisinde var ettikleri müzikal kaynaklarını anlayabilmek için hususi ve önemli. Bu hususta okunmaya değer bir şeyler söylemek için gerekli bilginin hemen hemen hiçbirine sahip şekilde ben, en azından bugüne kadar bilmediğim ya da yanlış bildiğim birkaç enstrümanı ve sesini öğrenmek istedim. Seçtiğim enstrümanlar tam olarak rastgele, seçimlerimde bir bütünlük, bir nedensellik mevcut değil. Zimbabve, İsveç, Slovakya, Peru ve Madagaskar'dan beş değişik enstrüman ile huzurlarınızdayım;

Tambur, Türk müziğinde yaygın şekilde kullanılan ve sadece Türklerde görülen telli bir çalgıdır. Tambur'un kökeni, hangi tarihte ortaya çıktığı bilinmemektedir. Sümerce "pantur"dan geldiği hakkında bilgiler mevcuttur. Araplar, kelimenin "kuzunun kuyruğu" anlamına gelen "dumba-i bara"dan geldiğini söylerler. Sözcük, sonraları İran'da ve Orta Asya'da, daha aşırı bağlamaya benzeyen armudi gövdeli, uzun saplı çalgıların adı şekilde kullanılmıştır. Özellikle Avrupalı gezginlerin (örn. Charles Fonton ve Toderini), sapındaki perde bağları dolayısıyla Türk müziğinin ses sistemini gözle görülmekte boyutta yansıttığını yazdıkları tambur, bu günlerde sırf Türkiye'de uygulanan belki de sırf çalgıdır. Sazı icra edenlere "tamburi" adı verilir. Farabi, "horasan tamburu"ndan bahsetmektedir. Evliya Çelebi XVII. yüzyılda İstanbul'da 500 tamburi bulunduğunu anlatım ediyor. Tarihte tambura; Farabi'de Horasan Tamburu, Maragali Abdulkadir'de Tambur-u Sirvaniyan ile Tambura-i Türki adlarındaki çesitleri ile değinilmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DHR Lichtmanngüvenle tüketebileceğiniz yağ yakıcı

Büyük Şişme Havuz